Geçen bir günün ardından yine öğrendiklerime yenileri katıldı .Hayat
mutlu olmaya dair dip notlarını el altından gönderme becerisine sahip
muhteşem bir mucize. Birkaç saate bitecek olan bu ve önce ki günler şunu
öğretti bana ;
-Bazen en yakınınızda ki insanlar hislerinizi,sıkıntılarınızı bilemez.Ne hissediyorsanız onu anlatın...
-Aklınızın yatmadığı ve sizi zorlayacak hiçbir duruma evet demeyin.HAYIR demek bazen en büyük kurtarıcıdır.
- Mutlu olmak için kimsenin hayatının düzene girmesini bekleme ...
- Salt olarak birey sensin ,en önemli olan da sensin!
-İnsanlar kendilerine lutfettiğin yaklaşımı hak ettikleri olarak algıladığın da bir adım geriye çekil ve uyar.
- Bazen insanlar tahammül edilmez olur buna bende dahilim o eşek saatler de kimseye yaklaşma.
- Düzen ;yaratıcı zeka, patlayan fikirler ve erdemlerin karşısında
olabilir . Bazen sistemin hata mesajı verir. O anlar da özüne dönmek için
olumlu düşünmek ve en haşmetli anılardan bir sunum anımsamak gerekir.
-Ve depresyon siz ona kapı araladığınız da kapınızı
çalar. Vefasızlıkları, sıkıntıları, korkuları bırakın .Şimdinin , şu anın ve
geri gelmeyecek olan dününüzün kıymetiyle anınızı kıymetlendirin.
-Her
zorluğun kendine özgü bir yol güzergahı vardır. Ve bu yol güzergahları
sizlerin sıradanlaşmamış yanlarınızı ,sıralı düşünme alışkanlığı
kazanmamış yaratıcı yanlarınızı tetiklediği sürece
kıymetlidir.Zorlukları sizi itekleyen güçlere dönüştürüdüğünüz sürece
sorunları aşma beceriniz artar.
-Kaktüsler susuz kaldığında yaşama
becerisi gösteren ve gelişen bitkilerdir. Hayata bir kaktüs gibi
tutunurken en dikenli zamanlarınız da sevdiklerinizden uzak durun...
Gerisinde dipnotlarımı sonra ki bir zaman yazılmak üzere beynime
hapsediyor ve bırakıyorum.Biliyorum ki amnezik düşünme sistemim nasıl
olsa bunları unutacak .Ve ben yine içimde ki hümanist yanımı kamuflaj
olarak kullanıp kendimi kandıracağım.
Hayatın kendisidir tüm romanlar da anlatılan. Ve bütün şarkılar bir parçayı anlatır melodik olarak. Şiirler zerreden bir miskali yaşatır .Kısaca dedikleri sözlerden uzun cümleler çıkar. Ümit Dünyası sizlere gururla sunar...
yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Mart 2015 Pazartesi
19 Nisan 2014 Cumartesi
DERTSİZ İNSAN YOKTUR
Dert insanın gönlünü pişirir mayasız bir çörek gibi. Dünyalıktan hevesini kırar gözünün açlığını siler. Erkek adamın saçına aklar gözüne gizlenmiş acılar yerleştirir. Kadın kısmı kocar dertlendikçe olduğundan yaşlı gösterir. Acıya çok tahammül eden insanlarda tecrübe birikir. Bilirler ki herşey geçicidir ,her şey fanidir. Öyle ise elde kalmayacaklar için bu çırpınış niye? Bu debelenme hangi gerekçeyle?
Ev al ,araba al,arsa al,al babam al...Nereye götüreceksin ?
Bu sebepledir ki acıya tahammül etmeyi keşfeden insanlar dertlenip kara kara düşünmezler .Her zorluğun altından kalkabilecek iradi gücü içlerin de yaratırlar. Bu durumlarının , dertlerin geçip geriye sadece zihinde anlardan parçalar olarak kalabileceğini bilirler. İnsanlar kendileriyle ilgili önemli kararlar verecekken bu sebepledir ki dertli , kederli , tasavvurlarının zayıfladığı anlar da hayati karar vermekten kaçınmalıdır. Çünkü bilinçaltın da bir mekanizma vardır ki kişi, bazen kendini batırmak için umursuzca çabalar. Sağlıklı düşünce geliştirdiği zamanlarda ki yaklaşım yerine bile bile lades der.
Dertlendiğiniz de hatırlayın ki herşey geçecek ve sadece siz kalacaksınız. Kalıcı olan önemlidir. Öyleyse dertlenmeyelim ,derde düşüncede kaçınmadan yüzleşelim kendimizle. İşte bu açıdan bakışla çözüm başlar...
Etiketler:
çaresizlik,
debelenme,
dert,
gam,
keder,
sıkıntıdan kurtulmak,
yaşam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)