Altı üstü seni seviyorum demek vardı cümlelerimizin çıkma
niyetinde,Dilimize her seferinde başka sitemli bir söz başka zahmetli
bir terennüm geldi.Koptuk gönül telimizde en severek çaldığımız
nağmeden. Çıkarmak istediğimiz sesler bunlar değilken yanlış notalardan
bastık muhabbetin seslerini.Hayat bu denli yoğun yaşatırken tüm
sevgileri aklımızda; hissettiklerimiz yüreğimize ve dilimize
yansımadı.Bir aşkın sürencemesinde söylemek isteyipte dile
getiremediklerimiz hanesine yazıldı tüm hayallerimiz...Bir kaç terenümün
ardı sıra dilimizden sitem veryansından başka söz çıkmaz oldu...
İstiyoruz ki;sadece sevmekten konuşalım...Olmuyor işte
...Benliğimiz yaralı hallerinin en zalim tarafıyla yaklaşıyor tüm
ağrıyan noktalarımıza...Her anıda başka bir yaşanmışlığı duyumsayarak
uzaklaşıyoruz dünya gerçeklerinden.. Geriye telafiler ve tedavisi uzun
sürecek olan yürek yangınları kalıyor...
Hayatı mesnetsiz gerçeklerden ibaret sananlar sadece yaşayıp
giderken; siz takıldığınız inceliklerde beklemekte kalıyorsunuz..Beklemek;
bir o kadar yormaktır zihnin fıtratında olan tüm samimi duyguları.Beklemek yormaktır ruhunuz da eyleme hazır tüm noktaları ...
Bekliyorsunuz akıp geçmesi gereken zamanın üzerinize bıraktığı tüm
kirlerin gidermesini...Oysa akan zaman , sadece keseden giden ve hazırdan
tüketilen ömürden büyük bir dilim...Ömrün geçiyor ey fani uykuya
yatırdığın acıların uyanmasın diye beklerken.Oysa uyuyan sadece sensin
..Uyanmaya korkuyorsun ve bilmiyorsun neden uyanmak
istemediğini.İncinmekten korkuyorsun,yüreğinin seni yine ateşe
itmesinden çekiniyorsun...Biliyosun ki her defasında hata yapıyosun...Ve
hata yapmak seni ölesiye incitiyor. Tüm yaşanacaklardan kaçıyosun
istemeye istemeye.Hak etmedim diyorsun belkide (ben bunları hak
etmedim) Fakat hak ettiğinin ne olduğunuda düşünemiyorsun...
İyiyi bilmeyen kötüyü nasıl ayırd edebilir , bunları
anlayamıyorsun...Uyku girmiyor gözlerine ,dört duvardan ibaret
sanıyorsun dünyanı..Yatak dar geliyor geceleri çekebildiğin
ızdıraba,yorganlar az geliyor acılı hislerinin üşütmelerini kapatmaya.
Ve sen yaz güneşlerinde üşüyosun.Aklın almıyor bekleme istasyonuna
benzeyen ömrünün duraklarını.Anlamıyorsun sen sevmelerin
değerini.Anlayamıyorsun yüreğinin kulaklarına söylediklerini. Hayat kocaman bir
karmaşa gibi sıktıkça nefesini;tüketiyorsun sevdiğini ve
geleceğini..Belki anlarsınla başlayan cümlelerin var en çok...belki
anlardım ne hissettiğini bilmiş olabilseydim..Uzaksın en yakın gördüğün
anlarda bile kendine,uzaksın ve sıkılgan.Sebebini sende bilmiyorsun....
Senle kapansın gözlerim diyebilseydin bir kez olsun bana.Yarın
öleceğini bilsen bile seninle mutluyum diyebilseydin...Kollarını
sarabilseydin boynuma şartsız ve kuralsız,gözlerin gözlerime güneş gibi
doğsun isteseydin.Bir gün taleb etseydin kalbimin anahtarını;al zaten
kalbimde senin deseydim sana...Pembe hayallerimiz olmasada gri
hüzünlerimizi paylaşabilseydik yürek yüreğe...Her sızıda nefes nefese
ömrün geçenlerine dem vurabilseydik.Bir bardak çayla iki kesme şekerin
vuslatına erebilseydik...İşte o zaman sevgili belki bizde erişirdik
Kerem ve Aslı ya.
Hayatın kendisidir tüm romanlar da anlatılan. Ve bütün şarkılar bir parçayı anlatır melodik olarak. Şiirler zerreden bir miskali yaşatır .Kısaca dedikleri sözlerden uzun cümleler çıkar. Ümit Dünyası sizlere gururla sunar...
sevgiliyle konuşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sevgiliyle konuşma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Nisan 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)