Vakti zamanında bir padişahın takılara deli olan bir hanımı varmış. Bu kadın incik,boncuk ,o kadar çok severmiş ki ; ülkedeki bütün ustaların yaptığı değişik takılardan birer tane varmış kendisinde. Artık çeşit kalmayınca kadın o kadar hırslanmış ki kulağına takacak değişik bişeyler istemiş. Padişahı sıkıştırıp durur olmuş...
Padişah ne yapacağını bilemez halde sarayın bahçesinde gezerken başbahçıvanı izlemiş ..Başbahçıvan padişahın derdini sormuş.Padişah sıkılmış ama derdini de umutsuzca anlatmış .Bahçıvan ona açmış bir küpe çiçeği vermiş . Padişah , sevinçli ve biraz umutlu almış götürmüş bahçıvanın ona verdiği çiçeği.
Padişah hanımına o küpe çiçeğinin açmış çiçeklerini uzatınca kadın çok şaşırmış ve sevinmiş ,çünkü daha önce hiç görmemiş. Padişahın deli hanımı ,o küpe çiçeklerinden hergün bir çift alıp kulaklarına takmış. O kadar çok hoşuna gitmiş ki bu yeni aksesuarı sarayın tüm bahçesine küpe çiçekleri dikilmesini emretmiş. Bahçıvanlar canhıraş tüm saray avlusuna küpe çiçekleri dikmiş. Bir zaman sonra sarayın bahçesi çeşit çeşit küpe çiçeği dolmuş. O yüzden de küpe çiçeklerine halk arasında '' Hanım Küpesi '' anlamına gelen küpeli denirmiş...