depresyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
depresyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Kasım 2015 Cumartesi

RUHUMUZ DA SONBAHAR



Hayat son bahar gibi yapraklarınızı dökmeye başlamış olabilir .İnsanlar ,sanki sizi umursamaz gibi yüzünüze bakmıyor gibi de gelebilir...Yada sabah kahvaltınızı hazırlayacak birileri de yoktur belki,yalnızsınızdır ..Zor olan bunları bilmek değil kabullenip, yaşamaktır belki de...

Gece başınız yastığa gözyaşlarıyla birlikte iniyor ve kendinizi her zaman olduğundan daha beter hallerde hissediyorsanız...Mutluluk kelimesini duyduğunuzda bile yüreğinizde derin ve tarif edilemeyecek acılar oluyorsa..En kalabalık mekanlar da ;kendinizi kimsesiz,üşüyen ve acınacak hallerde görüyorsanız...İnsanların söyledikleri size anahtar kelime gibi geliyor ve bir çok sözde gözleriniz buğu buğu oluyorsa...Geçmişi düşününce yüzünüz ağlamaklı şekillere giriyorsa
...
Hatıralardan değil onların ayak seslerinden bile kaçınmaya çalışıyorsanız...Aniden kendinizi ortada ,bilmediğiniz kalabalıklarda savunmasız kalmış hissediyorsanız...Dünya çok güzel sözü size hiç bir anlam ifade etmiyorsa ...''Korkularımla yüzleşmenin vakti geldi '' dediğiniz halde geleceğe dair yoğun kaygı,endişe taşıyorsanız sorun yalnızca sizde...


İnsanlar, gemiler ve uçaklar birbirine çok benzerler..Her birinin ilerlemesi için rotaya ihtiyacı vardır..Eğer , rotanız yoksa ilerleyemezsiniz. Ve bir zaman sonra hayat kötü sürprizler hazırlayan zalim efendiye dönüşür .Yaşamanın ızdırab olduğu bu ve benzeri zamanlardır...
Yaşamınız da kendiniz için bir hedef belirleyin .Hedefleriniz hayata daha büyük kuvvetle tutunabilmek için gerekli olan donelerdir..Kısa vade de ve uzun vade de sahip olduklarınız için bir referans, sahip olmak isteyecekleriniz içinse bir teminat olacaktır rotanız..

Unutmayın uçakların rotası olmadan asla havada uçmazlar .Gemilerde rotasız kalırsa açık denizde kaybolurlar..İnsanlar da rotasız kaldığın da uçaklar ve gemilerden farksız olur. Yaşamak bir işkenceye dönüşür kendi ekseninizde döner durursunuz..

Eğer bu sıkıntılarınız sizin için daha fazla şekilde devam ederse bir danışmana başvurmanız menfaatinize olur...Psikolog ve psikiyatr arkadaşların misyonu da budur ki ;öncelikli önerim bir problem çözümsüz geliyorsa,kendi düşünme yetilerinizle çözüm bulamıyor ya da bulduğunuzçözümleri ulaşılmaz ,gerçekleştrilmez hissediyorsanız onlara başvurmanız yönündedir...
Sağlıklı günler...

21 Mart 2014 Cuma

ŞÜKRETMELİ İNSAN



Şems-i Tebrizi o kadar güzel bir  söz söylemiş ki  paylaşmak istiyorum.

Başına ne gelirse  gelsin,karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile sonunda.
‘’O ‘’ kimsenin bilmediği patikalar  açar.
Sen şu an göremesen de, dar geçitler ardında  nice  cennet bahçeleri var.
Şükret ! istediğini elde edince  şükrtetmek kolaydır.
Sufi; dilediği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

Bazen  artık kaçacak bir  noktamız yoktur. Öteye adım atacak mecalimiz yokken, ya da işler çözümleyemeyeceğimiz kadar  sarpa sarmışken ; çaresizliği en derin haliyle  iliklerimizin içinde  hissederiz. Yapmak istediklerimiz ,haklılıklarımız  veya tüm beklentilerimiz  eksik çıkmıştır. Öylesi durumlarda  bile  bizi bir görenin , duyanın olduğunu düşünmek ve hissetmek gerekli. İnanan insanlar  için dünya   nimetler deryası gibiyken, aynı zaman da  imtihanların verildiği engelli bir parkurdur.Öyle ki ,engeller  sonu bilinmez bir şekilde acıtarak ruhumuzu  zorlayabilir.

Oysa  gelecek tüm  gizemiyle  karşımızdadır .Umutlarımız ve geleceğimiz ulaşamadığımız  adadır. Çaresizlik etrafımızı saran engin denizdir. Gerçek yüzünü gördüğümüz insanlar , o denize  düşmemiz  için bekleyen köpek balıklarıdır. Karşımızda  göremesekte  sislerin içinde  bir ada altımızda  sandal var . Öyleyse  yürekte biriken bu gam niye?

Kendi kendimize  sorarız  bu soruları .Cevap seçeneği listede yazılı olmayan bir şıktır. Oysa  tek cevap vardır  her zaman ve daima ‘’Allah var  gaile yok’’.
Tüm hazin hallerin bir  çıkış noktası vardır.Tüm filmlerin bir sonu olduğu gibi  .En basit örneklemeyle kuralım teorimizi .Çocukluğunuzu  düşünün oynadığınız  oyunları .Tüm düşmeler  bir kalkmayla sonuçlanır. Hiçbir  düşüş ebediyen  beklemeyle  sonuçlanmaz.Her düşenin de  oyunun kalanını oynayabilmek için  umudu  vardır. Çocukken oynadığımız  tüm oyunlar  ,büyüyünce yaşayacağımız  dünyanın demo  versiyonu gibidir. Tüm kaçma kurtulma ,kucaklaşma ve rahatlamaları yaşayabilecek enerjiyi biz  içimizde saklarız.Umud  ederiz çocukken ve büyüdükçe  umud etmeyi önemsemeyiz ,duygularımızı değiştiririz ya da unuturuz.Umud  ettiğimiz şey ilahi bir  gücün bize  yardım edeceğidir. Bu yardım insana Allah ‘tan başkasından gelmez  . Tüm başlangıçlar  ondan olduğu gibi tüm güzellikler de  Yaradan’dan kuluna birer avans birer ikramiyedir.

İşte  tüm bu basit  kelimelerin ardında anlatılabilen ŞÜKÜR dür .Şükretmeli insan ,elinden gelen herşeyi yaptıysa;  değişmeyecek bir dengeye müdahale ettiği halde ,üzerine düşeni hakkıyla yaptıysa eğer…Şükretmeli ki Rahman onun yüreğine ilhak edebilmeli kabullenmenin hafifliğini .Şükretmeli ki insan hayatının geriye kalanını yaşayabilecek toparlayıcı mekanizmayı çalıştırabilmeli. Şükretmeli ki insan hayat ne kadar acıtsa da yaraladığı noktaları okşayabilmeli. Yüzüne bakılmayacak insanlarla hergün karşılaşıldığı halde  aynı ızdırabı hissetmeden yaşayabilmeli . Şükretmeli ki  yaşamasının acizliğini   kıymetli bir hale getirebilmeli. Tüm yaşananların kabullenebilme gücünü damarlarında  hissedebilmek için  şükretmeli insan.Şükürler olsun…

20 Aralık 2013 Cuma

Arabesk Bir Ruh Halinin Yansıması

            Sakın resme aldanıp müzikle ilgili bir yazı var zannetmeyin .Tamamen imgesel :)


           Büyük puntolarla yazmak gerekli belki de tüm hissettiklerimi. Kocaman harflerle  yazmalı ki yaşamak denen illetli ŞEY de görsün seni.  En umutsuz anlatmaların ve nereden başlamak gerektiğinin sıkan , bunaltan taraflarındayım...

           Kendi tükenişlerimin  güncesini tutmak  ne  kadar  sağlıklı  bir  fikir bilmiyorum. Ama  yine de yapıyorum. Yaklaşık üç yıldır işsizim. Zaman zaman farklı iş alanların da tecrübelerim oldu. Fakat  bir türlü sabitlenip kalamadım bir yerlere. Uzmanlarına  göre  acıları yazmak , yazı diline  dökmek ruhumuzda ki sorunu küçültürmüş. Büyük bir  sorun olmalı ki ruhum da çözümlenemiyor :)
          Hayatımın  en anlamsız geçen günlerinden bir anlam çıkarmalıyım  kendimce. Öyle ya benden beklenen bu. Benim de kendimden beklediğim , tükenişimden yeni bir varoluş yaratmak aslında . Anka kuşu misali  kendi küllerimden doğmalıyım . Lakin ne yeni bir başlangıç yapabilecek gücüm , ne de kendime karşı   özgüvenim var.  Hayat herkese adil davranmıyor sözünü dilime  pelesenk etmiş  ve yalnızca kendi kendime  bunları konuşuyorum.  Bir dinleyenimin olması da gerekmiyor , ben böylesi zamanlar da en çok kendimle konuşuyorum .Bir sesli  düşünme belki de tümden yaptıklarım. Uçurumun kenarında durup  ''Düşüyorummmmmm!'' diye bağırmaya benziyor . Evet gerçek olan belki de yalnızca ve salt olarak düştüğüm .  İçimde ayıplanmaya dair hiçbir sıkıntı yok .Anlatırken bu kadar rahat anlatamam kendi sıkıntımı ama  yazarken bir çırpıda  çıkıveriyor parmaklarınızdan.  Kişisel gelişim uzmanlarına kalsa halim,  sadece ''Fotoğrafı küçülterek '' bakmalıymışım . Oysa ben ne gördüğümü bilemeyecek kadar kör bakıyorum dünyama.

         Gece yine  yüzlerce iş ilanı okudum . Bu ilanlar beni tarif etmiyor biliyorum . Fakat içimde bir ümit  bir ilanda  sadece beni tarif edecek diyor . Bakıyorum  ,göremiyorum .Görmek istemediğinden değil gözlerimin görmemeye dair yaşadığı hastalık. Ümitsizlik insanı  körde yapıyor ,sağırda.

        Babam haklı olarak konuşuyor kendince. Git bir yerlere başvur diyor . Kırmıyorum  O'nu ama bilmiyor ki benim doldurduğum onlarca cv denen  hayatımın cıcıklarını çıkaran form  var.Dün yeni bir tavsiyede  bulundu '' partilerin peşinde koş'' . Hayatımın hiçbir döneminde siyasetçilere güvenmedim ki . Bilmiyor ,anlayamıyor. Erkek adam  ekmeğini taştan çıkarır öyle ya  . Ekmek veren bir taş bulmalıyım en acilinden
    Belki de yeni bir şeyler denemeliyim .Kimbilir şans belki yarına döner!