Hayatın kendisidir tüm romanlar da anlatılan. Ve bütün şarkılar bir parçayı anlatır melodik olarak. Şiirler zerreden bir miskali yaşatır .Kısaca dedikleri sözlerden uzun cümleler çıkar. Ümit Dünyası sizlere gururla sunar...
enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Mart 2014 Pazar
FAL SANILANLAR (2.KISIM)
Herkez Fal bakıp, bakı yapabilir mi?
Bu soru çok tartışılabilecek bir konu. Herkez gelecekten birşeyleri görebilsey di , o halde gelecek dediğimiz kavram var olurmuydu?
Bu durum ,beklenen bir misafirin; evinize gelmeden önce tüm hazırlıklarını halletmeniz gibi olurdu.Eşittiri herkez aşırı derecede mükemmel olabilirdi.Hata kavramı olmazdı,insanlar daha fazla kurnazlaşırdı. Zaman dediğimiz algı içerisin de insanlar kendi geleceklerini görebilirler. Bu anlık vizyonlar, durugörüler ,çağrışımlar ,psikometri ya da dejavü benzeri durumlarla ortaya çıkar.Fakat gelecekten ya da kendi geleceğinden birşeyleri gören insanlar genellikle bunun farkında olmazlar. Bakı yapanlar,medyumlar ya da psişikler gelecekten kesitler görmeden önce mutlaka bir tetikleyiciyle trans haline geçerler. Trans hali ,deneyimi gerçekleştiren kişiye göre değişmekle birlikte tetiklenme şartlı ya da doğaçlama ortaya çıkabilir. Mutlaka tetikleyen bir unsur vardır. Bunlar neler olabilir hemen sıralamalıyım. Kokular ,renkler,hava da ki ışık, bir müzik notası, aydınlık, güneş, yüzünüzde ki tebessüm , gözlerinizde ki bakış, konuşma tarzınız, söylediğiniz bir kelime ya da cümle,herhangi bir obje olabilir. Bunlar haricinde transa girmeye hazır bir medyum ya da operatör, ona verilen herhangi bir nesneden aldığı enerji ya da ten temasıyla bile tetiklenmiş olabilir.
Eğer medyum ya da psişik kişi kendini bir miktar eğitmişse ; şartlanarak da trans haline geçebilir. Bu durum daha kontrollü olmasından dolayı her zaman iyidir.Yani görülerini istediği an alabilir.
Çoğu medyum kişi aslında gelecekten haber vermez.Fakat insanlar sadece kendi bildikleri sırlar,gizler,gizemler yüzlerine söylenince tüm duvarlarını indirir. İşte bu durumda kişi eğer telepatiye müsaitse medyum kişi farkında olmadan karşısında kikişinin beyninden geçenleri ya da üzerini örttüğü his ve düşünceleri aktarmaya başlar.Bu mutlaka geçmişten olan bir durumdur. Ve yapılan işin adı fal,bakı değil TELEPATİ’dir...
Bakıyı yapan kişi illaki hislerden bahsediyorsa ve size ait objelerden yola çıkarak bu eylemi gerçekleştiriyorsa , obje temin edebildiğiniz sürece bu eylemi gerçekleştiriyorsa yaptığı işin adı fal değil PSİKOMETRİ’dir .
Nelerle psikometri uygulaması yapılır ve psikometri tam olarak nedir birazda bu kısımdan inceleyelim. Psikometride kullanılacak objeler bakı yapılması istenen kişinin kullandığı objlerdir .Cüzdan,küpe,saat ,tabaka,çakmak,kolye, tırnak törpüsü ,ruj ,kalem ,kemer ya da herhangi bir şey olabilir. Eşyalar kendi üzerlerinde enerji biriktirirler .Kişiler eşyalarını kullanırken aynı zamanda o anki ruhsal maddesel bağlarını bir manyetik okuyucudan aktarır gibi şahsi eşyalarına ya da bulundukları mekanlarda ki eşyalara aktarırlar. Bu enerjisel izler sayesinde kişinin geçmişte ki olaylarını ,ruh halini ,alışkanlıklarını ya da zaaflarını dolayısıyle izlerini medyum kişi yakalar.Bunu sinyali düşük bir radyo istasyonunu bulan radyo gibi değelendirebilirsiniz.İşte bu yapılan işlem faldan apayrı bir eylemdir ki karıştırılmaması gerekir.Psikometri de güçlü insanlar enerji dalgalarını bulmak ve kontrol etmekte bir paratoner gibi hassaslaştıkları için girdikleri mekanlarda ki enerji uyumlarına çok duyarlı davranırlar. Onlar birer iz bulucudur ki tekinsiz evleri ya da bazen uğursuz dediğimiz eşyaları bulmakta çok isabetli davranabilirler.
Psikometri de güçlenmiş ve bunun farkında olmayan bir birey yoğun baskılanma ve stres hallerinde kendi vücudunda ki enerjiyi kontrol edemeyebilir yada farkında olmadan çevresinde ki eşyalara zarar verir.Bu tamamen kontrolsüz olduğundan kişinin illaki medyum olması gerekmez. Çevremde güçlü psikometrik uygulamalar yapan ve bunun farkında olmayan bir şahıs tanımıştım.Ama o ne yaptığının farkında değildi .Gergin ,stresli ve yoğun baskı altında olduğu dönemlerde enerjisinde kontrolsüz bir doruk yaşıyor ve etrafındaki neredeyse tüm cam eşyalara zarar veriyordu.
21 Mart 2014 Cuma
HER İNSAN BİR DÜNYADIR
Evren
,sonsuz bir enerji kaynağı aynı zaman
da bu enerjilerin yayılım
mekanizmasıdır. İnsanlar, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler , dağlar ,nehirler ve
eşyaların tümü enerji alıp enerji verirler. Sonsuz evren kavramında sonun ne kadar olduğunu tahmin edemediğimiz bir bilinmezlik hali mevcuttur.İnsanların
dünyaları bildikleriyle sınırlıdır .Bu
sebepledir ki insan beyni de kendi başına bir
dünyadır.
Beynin anatomik yapısınında dünyanın şekliyle birerbir örtüştüğünü iddia eden bilim adamları var. Hepimiz kafatasımızın içinde birer dünya taşıdığımız için olsa gerek her saniye binlerce şey düşünür,aklımızdan geçirir ,bir ya da birkaç konu üzerinde düşünme eylemimizi yoğunlaştırırız .Düşünmelerimizin odaklanması olayına genel anlamda DİKKAT diyoruz.Dikkat eksikliği denilen durum; her saniyenin onda birinden daha az zamanda beynimizde beliren düşüncelerden birinin öne alınarak üzerine yoğunlaşılamamasıyla ortaya çıkan durumdur.
Gündelik yaşam içerisinde pek çok aktivite yaparız.Aktiviteler vucudumuzda kimyasal değişiklikler yapar.Bu kimyasal değişimler anatomik olarak faydalı ya da zararlıdır.Fakat aynı aktivitelerin ruhsal etkileri de vardır . Dans eden, spor ve egzersiz yapan, resim yapan ,şarkı söyleyen bir insanın mutsuzluğundan söz edebilirmiyiz?
İnsanlar kendilerini mutlu eden aktiviteleri gerçekleştirirler. Kimse keyif almadığı bir durumun içerisinde kalmak istemez. Bu sebeple hobi kavramı ortaya çıkar. Keyf aldıklarımız bizi dinlendiren ,geliştiren , düşündüren,çözüm yeteneğimizi artıran ,motive eden, yaşamın kendisine karşı olumlu tavırlar geliştirmemize yardımcı olan unsurlardır. Bu sebeple hobiler ediniriz .Hobiler ,yaşamak kavramından en temel anlamda aldığımız ruhsal lezzetleri artırır.Ruhsal lezzetleri alan insanlar daha sevecen yaklaşır hayatın tüm getirdiklerine.
Beynin anatomik yapısınında dünyanın şekliyle birerbir örtüştüğünü iddia eden bilim adamları var. Hepimiz kafatasımızın içinde birer dünya taşıdığımız için olsa gerek her saniye binlerce şey düşünür,aklımızdan geçirir ,bir ya da birkaç konu üzerinde düşünme eylemimizi yoğunlaştırırız .Düşünmelerimizin odaklanması olayına genel anlamda DİKKAT diyoruz.Dikkat eksikliği denilen durum; her saniyenin onda birinden daha az zamanda beynimizde beliren düşüncelerden birinin öne alınarak üzerine yoğunlaşılamamasıyla ortaya çıkan durumdur.
Gündelik yaşam içerisinde pek çok aktivite yaparız.Aktiviteler vucudumuzda kimyasal değişiklikler yapar.Bu kimyasal değişimler anatomik olarak faydalı ya da zararlıdır.Fakat aynı aktivitelerin ruhsal etkileri de vardır . Dans eden, spor ve egzersiz yapan, resim yapan ,şarkı söyleyen bir insanın mutsuzluğundan söz edebilirmiyiz?
İnsanlar kendilerini mutlu eden aktiviteleri gerçekleştirirler. Kimse keyif almadığı bir durumun içerisinde kalmak istemez. Bu sebeple hobi kavramı ortaya çıkar. Keyf aldıklarımız bizi dinlendiren ,geliştiren , düşündüren,çözüm yeteneğimizi artıran ,motive eden, yaşamın kendisine karşı olumlu tavırlar geliştirmemize yardımcı olan unsurlardır. Bu sebeple hobiler ediniriz .Hobiler ,yaşamak kavramından en temel anlamda aldığımız ruhsal lezzetleri artırır.Ruhsal lezzetleri alan insanlar daha sevecen yaklaşır hayatın tüm getirdiklerine.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)