Hata yapmak insani bir olgudur. Hata yapabilirsiniz !
Özür dilemek daha insani bir olgudur , hata yaptığınız da sağlıklı
iletişim adına özür dilemeyi bilmelisiniz. Beşeri ilişkilerimiz de ;
dostluk,arkadaşlık,iş ilişkileri hatalarımızı geçici yaptırımlarla ya
telafi ederiz ya da en olası iletişimimizi keseriz. Fakat işlevsel anlam da
,aile ilişkilerimiz de yaklaşımsal, davranışsal sorunlar olduğun da iletişim
kesmek en uzak ihtimaldir. Yaşam gayemiz de aileden ve sevilenlerden uzak bir yaşama formu beynimiz de kodlu değildir, dolayısıyle en uzak ihtimaldir .Hata yapan, yanılgıya düşen yaptığı yanlış eylemi fark etmedikçe
telafi söz konusu olmaz. Farkındalığın olmadığı durumlar da; düzeltici
geri dönüşün olması imkansız olasılıklarına kalmıştır.
Ailevi
konular da ki ilişkiler de iletişimin doğru temellenmesi ve gelişmesi
adına sorunları yüzyüze ve gerçekçil bir yaklaşımla konuşmak gerekir.
Eğer iletişimi kuranlar arasın da seçici algı yaratılırsa kanal açma
çalışması olumsuzlaşır . Gerçekçil yaklaşımdan uzaklaşıldığı için
konuşma kişinin faydalanacağı subejektif biçime dönüşür ve amacından uzaklaşır.
Sonuç yine başarısız bir iletişimdir.Bu paragrafta anlattığım olması gereken kaliteli bir iletişimin temel gereksinimleridir .Olması gerekenler kadar iletişim de olmaması gerekenler vardır ki ; subjektiflik ve bahsettiğimiz seçici algılama bunların başın da gelir .
Doğru iletişim de
suçlayan , tenkit eden , kişinin egosunu yere vuran cümleler , kelimeler
yerine ; olumlamalı cümlelerin arasına sıkıştırılmış salt yanlışı
belirten cümleler kurulur. Olumluların arasın da kalan olumsuz cümle
kişinin algılaması istenen yönü ya da davranışıyla ilgilidir.Bilinç altına gönderilen mesaj da direkt olarak olumsuz yönün törpülenmesi istemidir. Bu
iletişimin en temel yaklaşımlarından biridir. Kişi verilen mesajı doğru analitik ile değerlendirebilirse iletişim adına büyük bir adım atar .İletiyi algılar, içeriğinde ki kodlu mesaj (yani istenmeyen özellik) kısmını alır . Bunun en hızlı geri dönüşümleri sözlü onamalar ya da kendini yenileme ile ilgili sözsel dönüşlerdir. Eğer iletişmekte sıkıntı çektiğiniz aile fertleri varsa bu tavsiyemi denemeniz hiçbirşey kaybettirmeyecektir. Deneyin faydasını mutlaka
göreceksiniz...Deneyimlerinizi, ya da anlayamadığınız hususları lütfen ufak ya da büyük diye sınıflandırmadan yazının altında ki yorum bölümünden benimle paylaşın.
Hayatın kendisidir tüm romanlar da anlatılan. Ve bütün şarkılar bir parçayı anlatır melodik olarak. Şiirler zerreden bir miskali yaşatır .Kısaca dedikleri sözlerden uzun cümleler çıkar. Ümit Dünyası sizlere gururla sunar...
insan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
insan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
31 Mart 2014 Pazartesi
21 Mart 2014 Cuma
HER İNSAN BİR DÜNYADIR
Evren
,sonsuz bir enerji kaynağı aynı zaman
da bu enerjilerin yayılım
mekanizmasıdır. İnsanlar, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler , dağlar ,nehirler ve
eşyaların tümü enerji alıp enerji verirler. Sonsuz evren kavramında sonun ne kadar olduğunu tahmin edemediğimiz bir bilinmezlik hali mevcuttur.İnsanların
dünyaları bildikleriyle sınırlıdır .Bu
sebepledir ki insan beyni de kendi başına bir
dünyadır.
Beynin anatomik yapısınında dünyanın şekliyle birerbir örtüştüğünü iddia eden bilim adamları var. Hepimiz kafatasımızın içinde birer dünya taşıdığımız için olsa gerek her saniye binlerce şey düşünür,aklımızdan geçirir ,bir ya da birkaç konu üzerinde düşünme eylemimizi yoğunlaştırırız .Düşünmelerimizin odaklanması olayına genel anlamda DİKKAT diyoruz.Dikkat eksikliği denilen durum; her saniyenin onda birinden daha az zamanda beynimizde beliren düşüncelerden birinin öne alınarak üzerine yoğunlaşılamamasıyla ortaya çıkan durumdur.
Gündelik yaşam içerisinde pek çok aktivite yaparız.Aktiviteler vucudumuzda kimyasal değişiklikler yapar.Bu kimyasal değişimler anatomik olarak faydalı ya da zararlıdır.Fakat aynı aktivitelerin ruhsal etkileri de vardır . Dans eden, spor ve egzersiz yapan, resim yapan ,şarkı söyleyen bir insanın mutsuzluğundan söz edebilirmiyiz?
İnsanlar kendilerini mutlu eden aktiviteleri gerçekleştirirler. Kimse keyif almadığı bir durumun içerisinde kalmak istemez. Bu sebeple hobi kavramı ortaya çıkar. Keyf aldıklarımız bizi dinlendiren ,geliştiren , düşündüren,çözüm yeteneğimizi artıran ,motive eden, yaşamın kendisine karşı olumlu tavırlar geliştirmemize yardımcı olan unsurlardır. Bu sebeple hobiler ediniriz .Hobiler ,yaşamak kavramından en temel anlamda aldığımız ruhsal lezzetleri artırır.Ruhsal lezzetleri alan insanlar daha sevecen yaklaşır hayatın tüm getirdiklerine.
Beynin anatomik yapısınında dünyanın şekliyle birerbir örtüştüğünü iddia eden bilim adamları var. Hepimiz kafatasımızın içinde birer dünya taşıdığımız için olsa gerek her saniye binlerce şey düşünür,aklımızdan geçirir ,bir ya da birkaç konu üzerinde düşünme eylemimizi yoğunlaştırırız .Düşünmelerimizin odaklanması olayına genel anlamda DİKKAT diyoruz.Dikkat eksikliği denilen durum; her saniyenin onda birinden daha az zamanda beynimizde beliren düşüncelerden birinin öne alınarak üzerine yoğunlaşılamamasıyla ortaya çıkan durumdur.
Gündelik yaşam içerisinde pek çok aktivite yaparız.Aktiviteler vucudumuzda kimyasal değişiklikler yapar.Bu kimyasal değişimler anatomik olarak faydalı ya da zararlıdır.Fakat aynı aktivitelerin ruhsal etkileri de vardır . Dans eden, spor ve egzersiz yapan, resim yapan ,şarkı söyleyen bir insanın mutsuzluğundan söz edebilirmiyiz?
İnsanlar kendilerini mutlu eden aktiviteleri gerçekleştirirler. Kimse keyif almadığı bir durumun içerisinde kalmak istemez. Bu sebeple hobi kavramı ortaya çıkar. Keyf aldıklarımız bizi dinlendiren ,geliştiren , düşündüren,çözüm yeteneğimizi artıran ,motive eden, yaşamın kendisine karşı olumlu tavırlar geliştirmemize yardımcı olan unsurlardır. Bu sebeple hobiler ediniriz .Hobiler ,yaşamak kavramından en temel anlamda aldığımız ruhsal lezzetleri artırır.Ruhsal lezzetleri alan insanlar daha sevecen yaklaşır hayatın tüm getirdiklerine.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)